29 Haziran 2012 Cuma

Gece Bu Vakit

Gece bu vakit..
Bir tren gıcırtısı bir ben.
Uykusuzluğuma doydum,
Yastığımla kavgalıyım,
Rüyalarıma küsmüşüm.

Gece bu vakit..
Bir kitap hışırtısı bir ben.
Heceleyemeyişime doydum,
Kitap ayracımla kavgalıyım,
Son sayfalara küsmüşüm.

Gece bu vakit..
Bir buzdolabı zırıltısı bir ben.
Acıkmışlığıma doydum,
Boş raflarla kavgalıyım,
Komşunun getirdiği yemeğe küsmüşüm.

Gece bu vakit..
Bir güzel yüz hayali bir ben.
Gülümseyişine doydum,
Fikrimi işgaliyle kavgalıyım,
Fikrinde olmayışıma küsmüşüm.

e.p

25 Haziran 2012 Pazartesi

Amerika'da, kızına taciz ederken yakaladığı adamı(?) döverek öldüren baba, mahkemece serbest bırakıldı.
Türkiye'de ise, 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 26 adam(?), kızın rızası olduğu gerekçesiyle serbest bırakıldı
Ki tecavüzlerden sonra; kızcağız oturabilsin diye doktorların üç ameliyat yapması gerekmişti..

Sonra da gözümüz kapalı; Amerika tü kaka, biz sütten çıkmış ak kaşık oluyoruz ya, işte buna çok şaşıyor ve üzülüyorum.
Ne hoştur ki; "Yiğidi öldür, hakkını yeme." sözü bizim atalarımıza aittir.
Amerika'da o kararı veren jüriyi ayakta alkışlıyorum.
Var olun.

e.p

13 Haziran 2012 Çarşamba

Değişim Kartı

Değişim iyi yönde olursa iyidir. Aksi halde bir işe yaramaz.

Kim iyiyi kötüyle ikame etmek ister ki?
Memnun olmadığımız ürünü aldığımız yere geri götürürüz. Değiştirmek isteriz. Daha iyisini, memnun kalabileceğimiz başka bir ürünü talep ederiz.
Geriye götürdüğü üründen daha kötüsünü talep eden var mı? Veya memnun kaldığı, eksiksiz bulduğu bir şeyi değiştirmeye kalkan?
Kim "Yahu ben bunu çok beğendim, tam aradığım gibi, derhal geri götürüp değiştireyim." diyor ?

Demem o ki değişim olmadıdır, fakat daha iyisi için.

Dostların değiştiğini görüyorum. Güzel dostlarımın değiştiğini..
Güzel dostlarımın çirkinleştiğini görüyorum. Ne kadar üzücüdür. Kahredicidir.
Düşünebiliyor musunuz? ‘Güzel’ dostlar çirkinleşiyor. Ve bununla da bitmiyor, çirkinleşiyor olmanın doğal bir neticesi olarak ‘dost’ olmaktan da uzaklaşıyorlar.
Uzaklaşıyorlar hem de çok; ki mesafeler mani olamıyorken dostluğa, mecazi/soyut mesafeler doğuyor zoraki.
Yeni inime(Uydukent) doğru yürüken gecenin bir vakti,  yol kenarındaki karpuz yüklü kamyonun sağına soluna asılan ‘Adana/Ceyhan 60 krş..!’ yazısı daha samimi geliyor.
Ne yazıktır. Şerbet ikram etse "İstemem." diyesin geliyor, ki kan kusup kızılcık şerbetinden bahsetmişliğimiz vardır önceleri.
Yazıktır. Dostları kaybetmek ne acıdır.
Bu vaziyete onlardan daha ziyade içleniyor/üzülüyor olmak ise çok çok daha da acıdır.
Vahlar bana.

Değişim olumlu yönde olmalıdır.
Yoksa olmasa da olur, olmasa daha iyi olur.

Gözden düşmek ne yaman bir vaziyettir. Ve bir kimsenin gözden düşmesine, çabalayıp da engel olamamak ne vahim bir neticedir.
Yazıklar bana.

Şükür ki listede ismi aşağıya doğru inenler varken; yukarılara yerleşmeye niyeti olanlar da var da, azcık ferahlık buluyor yürek.
Öyle ki nur yüzlü/ünvanlı kimseler bilirim.
Ne mutlu bana.
Var olsunlar. Candır onlar. Uydurukluktan ve sahtelikten uzaktırlar.
Yapmacıklıktan arınmıştır onlar, yapmacıklık nedir bilmez onlar. Ne yapılacak, ne yapılmayacak bilir onlar. Neyse odur onlar. Her neyse odur onlar.
Ne mutlu bana.

Ve ufak bir ayrıntıdan bahsetmek isterim..
Sahip olduğum bünyedeki değişimler genelde sadece fizikidir; saçım uzar kısalır, tırnağım uzar kısalır. Bu kadarcıktır.
Mental değişiklikleri ise artıya/iyiye doğru sürmek yegane arzumdur.

Arzudan bahsetmişken; arz ederim. İyi  geceler.

e.p