Bir gün İmaret'in mistik havası öldürecek beni..
Günün birinde, imam beni cematin ortasında ağlatacak..
Hüngür hüngür ağlatacak. Fena ağlatacak.
Yok böyle bir aşk.
Yok böyle bir aşka geliş, yok böyle bir aşka getiriş. Yok arkadaş.
Var ol ey sesi tok, sesi güzel; ey gönlü güzel insan..
Bakara'da aşkı gördüm.
Müezzin okurken ezanı hicazdan; demir parmaklıklı pencereden sızan, hüzünlü akşamüstü güneşinin halıya resminde gölgemi, gölgemde kamburumu, kamburumda yetmiş yaşındaki Emre'yi gördüm.
Yetmiş yaşındaki Emre'nin gözlerinde hüznümü, hüznümde; "İşte geldik, gidiyoruz"daki 'gidiyoruz'u gördüm.
Ben misali, İmaret'in gediklilerinden Tevfik'in dediği gibi: "Allah..Ateşe atma."
Tevfik'in nidasında, "Gülme halime, Allah beni de böyle yaratmış."ı gördüm.
Çokça Subhanallah, epeyce Elhamdulillah, pekçe Allahuekber..
Tesbihte; Celal'i, Kemal'i, Kudret'i gördüm.
Çıkışta; cemaatin dağılmasını ve bu da demektir ki rızkını bekleyen 'tartıcı kız'ın terazisinde, 1TL karşılığında '67.1'i; yüzünde, "Allah razı olsun be abi."yi gördüm.
1 TL'yi bıraktığım elinde, "Hayat zor ama devam ediyor işte. Buna da şükür."ü gördüm.
Yapraklarda; avluya rüzgarca serpilmiş yapraklarda, temizlik görevlisinin tırmığına takılan yapraklarda, ağaçlardan salına salına dökülen sarı/kahverengi yapraklarda "Kıştan sonra görüşürüz.. Baharların ilkinde görüşürüz."ü gördüm.
Hüseyin Amcayla muhabbette, "Yarın çaylar benden."i gördüm.
"Gerçi.. Gerçi bir saat sonramız da meçhul ya neyse."yi gördüm.
Tevfikçiğimim haykırdığı gibi: "Allaaahh.. Ateşe atma."
Acizliğimde, "Ne olur, ne olur ateşe atma."yı gördüm.
(İmaret Günlüğü)
e.p