Çingene Kızı
alem düşmüş peşine
oysa
dudağın eğri
gözlerin şaşı
karanlık bir
odaya hapsetmişler
seni
rutubet kokusu
gölgeliyor
yüzündeki deseni
siyah bir yolun
sonundasın
alem seni seviyor
alem
sana hayran kalmış
sen de bunun farkındasın
şımarıklığın
mozaik mozaik
yanaklarından
akıyor
o
karanlık
odaya gider
bu yol
hiç bitmesin
bitmesin bu yolculuk
hiç
hep
yeniden başlasın
aynı durakta binip
aynı
durakta inelim
biz bir biz olalım
kimseler farkında olmasın
söz
bir ney sesinde
bulacağım seni
şiirlere
şarkılara
kafiye yapacağım seni
sen
Çingene Kızı
eğridir ağzın
şaşıdır gözlerin
toprakların altına
sığmamış
taşmış
yüzlerce yıllık
özlemin
gel
beş on günde
devr-i alem yapalım senle
bu yol
hiç
bitmesin
anlat
anlatabildiğin kadar
üç beş günde
devr-i mazi yapalım senle
ve bu yolculuk
hiç
bitmesin
bitmesin
hep
yeniden başlasın
bir
ney sesi
kulaklarımızı
okşasın
bizi gören
duyan
bilenler de
şaşmasın
Çingene Kızı
eğridir ağzın
şaşıdır gözlerin
e.p
28 Mayıs 2014 Çarşamba
22 Mayıs 2014 Perşembe
Apartman Astronotu
Karanlık bir yol..
Araba farları yıldızlar gibi..
Bir tren geçti hızla;
Bir gök taşı gibi..
Öyle ya, bu meydan gökyüzümüz bizim.
O heykel?
Ayımız?
Gözlerimiz gökte;
Avuçlarımıza dökülsün diye bekliyoruz işte,
Bu galakside varsa alacak payımız.
Ama..
Ama tutmuşlar kravatımdan çekiyorlar beni.
Çekiyorlar..
Boğacaklar..
Beni olmak istemediğim yerlere koyacaklar.
İstemiyorum..
İstemiyorum, içim şişti yeter bırakın.
Ya da alın sizin olsun,
Zaten rengi de kötü bu kravatın.
Aman Allah'ım ya o ses?
O ses!
O korna sesi..
Aman Allah'ım bu çirkinlik de neyin nesi..
Yoksa polis beni mi arıyor?
Tüm evren bunu merak ediyor.
Bense bu işi becerenlerin peşine düşmüşüm..
Ben bu evrende;
Bir plastik pencere kenarlarına,
Bir de korna seslerine küskünüm.
Kravatımdan çekiyorlar;
Nefessiz bırakıyorlar beni..
Kaçtım..
Atmosfere doğru bir kapı açtım..
Semayı aldım karşıma,
Bu yüksek binada ben bir astronot oldum..
Kaçtım da pencerenin kenarına kuruldum..
Hoca diyor: "Burayı dinle delikanlı."
Ben diyorum: "Hoca dur, ben bu manzaraya vuruldum."
(Ben bu dünyada bir korna seslerini, bir de mimari düşmanı PVC'leri sevmedim. Sanırım geri kalanlar ile iyi ilişkiler içindeyim.)
e.p
Araba farları yıldızlar gibi..
Bir tren geçti hızla;
Bir gök taşı gibi..
Öyle ya, bu meydan gökyüzümüz bizim.
O heykel?
Ayımız?
Gözlerimiz gökte;
Avuçlarımıza dökülsün diye bekliyoruz işte,
Bu galakside varsa alacak payımız.
Ama..
Ama tutmuşlar kravatımdan çekiyorlar beni.
Çekiyorlar..
Boğacaklar..
Beni olmak istemediğim yerlere koyacaklar.
İstemiyorum..
İstemiyorum, içim şişti yeter bırakın.
Ya da alın sizin olsun,
Zaten rengi de kötü bu kravatın.
Aman Allah'ım ya o ses?
O ses!
O korna sesi..
Aman Allah'ım bu çirkinlik de neyin nesi..
Yoksa polis beni mi arıyor?
Tüm evren bunu merak ediyor.
Bense bu işi becerenlerin peşine düşmüşüm..
Ben bu evrende;
Bir plastik pencere kenarlarına,
Bir de korna seslerine küskünüm.
Kravatımdan çekiyorlar;
Nefessiz bırakıyorlar beni..
Kaçtım..
Atmosfere doğru bir kapı açtım..
Semayı aldım karşıma,
Bu yüksek binada ben bir astronot oldum..
Kaçtım da pencerenin kenarına kuruldum..
Hoca diyor: "Burayı dinle delikanlı."
Ben diyorum: "Hoca dur, ben bu manzaraya vuruldum."
(Ben bu dünyada bir korna seslerini, bir de mimari düşmanı PVC'leri sevmedim. Sanırım geri kalanlar ile iyi ilişkiler içindeyim.)
e.p
10 Mayıs 2014 Cumartesi
Rapsodi
uçak uğultuları
böldü gecemi
e yeter be kardeşim demeye
açtım perdemi
penceremin yanı başında
sokak lambası
yağmur damlalarıyla bütün kavgası
ışıl ışıl
salına salına
davetsiz girdi odama
kana çalan gözlerimden döküldü düşüncelerim
soğuk beyaz çarşaflara damladı
ılık ılık göz yaşlarım
neden diye
kendi kendime
sordum sordum ağladım
ne salak popçuların şarkıları
model?
bu model bilmem kaç model
ne sokak manzarası
ne yorgunluklarım
ne de uyku haplarım
para etmedi
ben bu gece
yine uyuyamadım
bir otel odasında eskidi ruhum
kırık bir kurşun kalem
bu gece benim kalem
bu gecelik
oysa
gecelik aşklara
benim cevabım üç beş hecelik
yürü git
git başkasından bul günahını
uzak dur benden
tat almam beklenmesin
sevmediğim bir tenden
yatağıma oturmuş
üzerinde gecelik
gecelik aşklara cevabım tek hecelik
boğuk bir otel odasında
bitti umudum
e.p
böldü gecemi
e yeter be kardeşim demeye
açtım perdemi
penceremin yanı başında
sokak lambası
yağmur damlalarıyla bütün kavgası
ışıl ışıl
salına salına
davetsiz girdi odama
kana çalan gözlerimden döküldü düşüncelerim
soğuk beyaz çarşaflara damladı
ılık ılık göz yaşlarım
neden diye
kendi kendime
sordum sordum ağladım
ne salak popçuların şarkıları
model?
bu model bilmem kaç model
ne sokak manzarası
ne yorgunluklarım
ne de uyku haplarım
para etmedi
ben bu gece
yine uyuyamadım
bir otel odasında eskidi ruhum
kırık bir kurşun kalem
bu gece benim kalem
bu gecelik
oysa
gecelik aşklara
benim cevabım üç beş hecelik
yürü git
git başkasından bul günahını
uzak dur benden
tat almam beklenmesin
sevmediğim bir tenden
yatağıma oturmuş
üzerinde gecelik
gecelik aşklara cevabım tek hecelik
boğuk bir otel odasında
bitti umudum
e.p
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)