Evet seçim geldi geçti ama etkileri devam ediyor hala, deprem ve artçıları misali.
Ve bununla alakalı kulağıma gelen bir mevzuyu yazmazsam, orta yerimden çatlarım diye düşünüyorum.
Evet evet bir mevzudan bahsetmek istiyorum, iki kşiden..
Karşıt görüşlere sahip, ayrı partileri destekleyen iki arkadaştan..
Malum seçimden sonra bayağı bir geyik döndü. Espiriler bilmem neler. Yakın olanlar yüzyüze, olmayanlar sosyal medya aracılığıyla taş attılar birbirlerine vs.
Bu iki arkadaş da internet üzerinden yorumlaşıyorlar seçim üzerine.
Ve tansiyon iyice geriliyor sonunda. Biri diğerine 'koyun' diyor, diğeri de o malum espriyi yapıyor ve bardak taşıyor artık.
En başta messenger adresleri siliniyor, akabinde facebook üzerindeki sanal arkadaşlıkları bitiyor ve gerçek yaşamdaki somut arkadaşlıkları da bitiyor nihayetinde.
Öğrencilik yıllarında başlamış, onbeş yıllık bir arkadaşlık bitiyor..
Tüh tüh tüühh.
Yapma be.. Etme gözünü seveyim.. E oldu mu bu hiç?
Sonra da "Yahu ben tarafsızım." dendiğinde, "Rotasız geminin kaptanı rüzgardır." klişesi kulaklarda..
Ne yapmalı; olmayacak şeyler için tartışıp, kalp kırıp dostlardan mı olunmalı?
Ve ayrıca, rüzgarın götüreceği yerden şikayetçi olan kim?
Tamam.. Ben de tarafım; saçma şeyler için dostlarını kaybetmeme tarafındayım.
Hee bu arada..
Ortalığı karıştıranlar var bir de.. Millet kavga ettikçe hoşuna gidenler var değil mii.. Dur dur duur.
Yazar diye geçinip milleti galeyana getiren kimseler (bkz. Yılmay Özdik), tiyatrocu olduğunu unutup provakatörlüğe merak salan kimseler (bkz. Müjgan Gezer) mesela.
Milleti kavgaya itin, popülistlik yapın, sizin trajınız artsın, mutlu olun emi.
Kırgınım size.. Dargınım size..
Haberiniz olsun, laflar hazırlıyorum size.
Evet, bugün pazar ve ben seçimi çok özledim?
19 Temmuz 2011
e.p
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder